Yayınlar

Sözleşmede Yetki Anlaşması ile Tahkim Şartı

İster bağımsız bir tahkim sözleşmesi şeklinde yapılmış olsun, ister tahkim şartı şeklinde asıl sözleşmede yer alsın; milletlerarası tahkim anlaşmasının kurulması, tarafların tahkim iradelerini karışıklığa yer vermeyecek şeklide tahkim anlaşmasında ortaya koymaları ile mümkündür. Uygulamada, tahkim şartının taraflar arasındaki sözleşmeye eklenmesinin çoğunlukla sözleşmeyle ilgili müzakerelerin sonuna bırakılması, tahkim prosedürü ve tahkim şartının önemi konusunda yeterli bilgiye sahip olunmaması gibi sebeplerle, uyuşmazlık doğduktan sonra tahkim şartının geçerliliği konusunda birçok problem yaşanmaktadır. Bu problemlerin önemli bir kısmı da asıl sözleşmede, açık ve kesin tahkim iradesini yansıtan bir tahkim şartının olmamasından kaynaklanmaktadır.

Özellikle uygulamada en çok karşılaşılan sorunlardan biri, tahkim anlaşmasında veya asıl sözleşmede bir yandan tahkim yoluna gidileceğine ilişkin ifadeler yer alırken, bir yandan da belirli bir mahkemenin yetkili kılınmış olmasıdır. Yargıtay kararlarında, bağımsız bir şekilde yapılan tahkim sözleşmesinin veya tahkim şartının geçerliliği, bu konudaki taraf iradelerinin kesin bir şekilde ortaya konulmasına bağlı tutulmuştur. Yargıtay, tarafların hem tahkim yoluna gitmeye hem yetki şartına ilişkin düzenlemelerde bulunmaları halinde tahkim anlaşmasının geçersiz olacağını birçok kararında vurgulamıştır. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 13.4.2009 tarihinde vermiş olduğu kararda (Y. 15. HD, T: 13.4.2009, E: 2009/1438, K: 2009/2153) tahkim iradesinin hiçbir tereddüde yer vermeyecek şekilde açık ve kesin olması gerektiğini, davaya esas sözleşmenin 15. maddesinde uyuşmazlık halinde ihtilafın hakem kurulunda çözümlenmesi öngörülmüşse de aynı maddenin sonunda, ihtilaflar halinde İstanbul mahkemelerinin yetkili kabul edildiğini ve bu durumda kesin bir tahkim iradesinden söz edilemeyeceğini vurgulamıştır. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 23.1.2017 (Y. 15. HD, T: 23.1.2017, E: 2016/4735, K: 2017/259) tarihinde vermiş olduğu kararda, sözleşmenin uygulanmasından doğan tüm uyuşmazlıkların tahkim yoluyla çözümlenmesi kararlaştırıldıktan sonra sözleşme ve eklerinde belirtilen durumlarda başvuru makamlarının İstanbul mahkemeleri ve icra daireleri olduğu kabul edildiği için tahkim iradesinin kesinliğinin ortadan kalktığı yönünde görüş belirtmiştir.

Yukarıdaki iki örnek karardan da anlaşılacağı üzere Yargıtay, asıl sözleşmede hem tahkim şartına hem yetkili mahkemeye ilişkin belirlemede bulunulmuş olması halinde, bu belirlemeyi açık ve kesin tahkim iradesinin ortaya konmasına bir engel kabul etmiştir. Tereddüde mahal vermeyecek bir tahkim iradesi olmadığı kanaatine dayanarak birçok kararında tahkim itirazını yerinde bulmamıştır. Milletlerarası tahkim anlaşmasında veya asıl sözleşmeye konulan tahkim şartının yanında yetkili mahkemeye ilişkin bir düzenlemeye yer verilecekse, bu düzenlemeye hangi amaçla verildiği asıl sözleşmede açıkça belirtilmelidir. Aksi halde, verilmiş kararlar incelendiğinde Yargıtay’ın görüşü ağırlıklı olarak, tahkim şartının yanında, ne amaçla düzenlendiği belirtilmeksizin yapılmış olan yetkili mahkemeye ilişkin tespitlerin açık ve kesin tahkim iradesini ortadan kaldırdığına yöneliktir.